03-06-2020 13:25:04

Trump’tan ‘orduyu gönderirim’ mesajı

Trump, ülkede devam eden olaylara karşı “hızla ABD ordusunu konuşlandıracağını” açıkladı. Konuşmasının ardından Beyaz Saray yakınındaki kiliseye giden ve elinde İncil’le poz veren Trump’ın bu hareketi ise büyük tartışma yarattı
Trump’tan ‘orduyu gönderirim’ mesajı

ABD’nin Minneapolis kentinde başlayan ve tüm ülkeye yayılan eylemler devam ediyor. George Floyd isimli siyahinin polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesinin ardından başlayan gösterilerin yoğunluğu kısmen azalırken, bazı büyük kentlerde polisle göstericiler arasında çatışmalar yaşandı. Minneapolis kentinde kayda değer olay yaşanmazken, Floyd için anma etkinlikleri devam etti. New York’ta önceki gece yapılan yağmalamalar sırasında 700’e yakın kişinin gözaltına alındığı, 10’dan fazla polis memurunun yaralandığı belirtildi. Ülke genelinde ise en az 40 kentte uygulanan sokağa çıkma yasağının devam edeceği bildirildi.

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’ın bahçesinde şiddet eylemlerine dönüşen protestolara ilişkin açıklamalarda bulundu. Trump, ülkedeki şiddet olaylarına müdahale etmek için binlerce ağır silahlı askeri personeli ve güvenlik gücünü görevlendirdiğini duyurdu. Trump, Floyd ve ailesi için adaletin yerini bulacağını söylerken, sokaklarda yaşanan şiddet olaylarına dikkat çekti ve “Haklı haykırışların ve barışçıl gösterilerin, kızgın kalabalıklar tarafından bastırılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

‘İç terör’ dedi

Bazı eyalet yönetimlerini ve yerel idarecileri, şiddet eylemlerinde bulunanlara karşı “gerekli önlemleri almamak”la suçlayan Trump, insanların iş yerlerinin yağmalandığını, yeni tip koronavirüs ile mücadele eden sağlık çalışanlarının korkudan evlerinden çıkamadığını, Washington DC’deki önemli yapılar ve kiliselerin hasar gördüğünü anlattı. Trump, “Tüm bu olanlar, barışçıl protestolar değil, iç terör eylemleri” ifadesini kullandı.

Olaylara karşı başarı kazanacağını ve bu konuda yeni adımlar attıklarını duyuran Trump, “Mevcut tüm federal, sivil ve askeri kaynakları, yağmaları, yakıp yıkmaları bitirmek ve kanunlara uyan Amerikan halkının haklarını korumak için seferber ediyorum” dedi. Trump ilk hedeflerinin ülkedeki yağma ve gayrimeşru eylemleri durdurmak olduğuna dikkati çekerek, “Her valiye yeterli sayıda Ulusal Muhafız görevlendirmesi yönünde güçlü tavsiyede bulunuyorum... Bir şehir ya da eyalet, sakinlerinin hayatlarını ve mallarını korumak için gerekli önlemleri almayı reddederse ABD askerini görevlendireceğim ve sorunu hızlıca çözeceğim” dedi. Başkent Washington DC’deki olaylar için de adım attığını belirten Trump, “Burada konuşurken, yağmaları, yakıp yıkmaları durdurmaları için binlerce ağır silahlı askeri personeli ve güvenlik gücünü görevlendiriyoruz” bilgisini paylaştı. Trump’ın ülke geneline yayılan protestolara karşı 1807’de çıkarılan isyan veya iç karışıklıklarda Başkan’a Amerikan topraklarında askeri güç kullanma yetkisi veren “İsyan Yasasını” kullanabileceği bildirildi.

Trump konuşmasının ardından çok dikkat çekici bir harekete imza attı. ABD Başkanı, konuşmasının ardından yerleşkeden çıkarak, çok geniş güvenlik önlemleri altında Beyaz Saray’ın yakınındaki Saint John’s Kilisesi’ne yürüdü.

Kilisede poz verdi!

Polis, Trump’ın konuşması sürerken, Beyaz Saray’ın karşısında bulunan Lafayette Parkı’nı göz yaşartıcı gaz ve kalkanlarla boşaltmıştı. Polisin boşalttığı parkı yürüyerek geçen Trump tarihi Saint John’s Kilisesi önünde elinde İncil’i tutarak fotoğraf çektirdi. Ancak Trump’ın bu hareketi büyük tepki çekti. Kiliseden sorumlu Piskopos Mariann Edgar Budde, olaya “Çileden çıktım” sözleriyle tepki gösterdi ve Trump’ın bu hareketine “çok öfkelendiğini” belirtti. Kamuoyunda da tartışmalara yol açan hareketi kınayan Piskopos, “Açık olayım; Başkan İncil’i kullandı” dedi.

Trump’a tepki gösteren Temsilciler Meclisi Başkanı Demokrat Nancy Pelosi de elinde İncil’le basın toplantısı düzenledi. Protestoculara karşı Trump’a “tonunu yumuşat” çağrısında bulunan Pelosi, “ABD Başkanının, kendisinden öncekilerin yolunu takip ederek olayları çözen bir lider olmasını, yangına körükle gitmemesini diliyoruz” ifadesini kullandı.

Pentagon ‘endişeli’

CNN’e konuşan ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri, ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkede günlerdir süren protestoları bastırmak için ABD ordusunu devreye sokacağını açıklamasının, Pentagon’daki bazı çevrelerde “derin ve büyüyen bir rahatsızlık” yarattığını belirtti. Haberde, bazı ordu yetkililerinin Trump’ın çağrısı karşısında “çok temkinli” olduğunu, valiler çok açıkça ihtiyaç duyduklarını belirtmezlerse muvazzaf askerlerin şehirlere konuşlandırılmasının henüz gerekli olmadığını düşündüklerini aktardı. Bir savunma yetkilisi Pentagon içinde “yerel güvenlik güçlerinin protestolarla baş etmesine yönelik yoğun bir talep” olduğunu belirtti.

‘Hem protesto hem siyaset yapalım’

ABD eski Başkanı Barack Obama da protestolarla ilgili Twitter’dan bir paylaşımda bulundu. Obama, insanların sokağa çıkmaya başladıktan sonra bu ivmeyi kalıcı bir değişim sağlamak için nasıl kullanabileceklerini sorgulamaya başladığını söyledi. Bunun yolunu yeni nesil aktivistlerin bulabileceğini söyleyen Obama, geçmiş deneyimlerine dayanarak bazı tavsiyeler verdi. ABD Başkanı’nı değiştirmenin önemli olduğu kadar eyaletlerde ve yerel yönetimlerde değişim sağlamanın da önemli olduğunu belirten Obama, yerel polislerin bu siyasetçiler tarafından kontrol edildiğini hatırlattı: “Gerçek bir değişim yaratmak istiyorsak protesto ve politika arasında bir seçim yapmak zorunda değiliz. İkisini de yapmalıyız.”

Sosyal medyada bilgi kirliliği!

ABD’deki eylemler sürerken, sosyal medyada kamuoyunu yanıltıcı pek çok video paylaşılıyor. Bir çocuğun gözaltına alınırken polis şiddetine maruz kalmasını yansıtan video, son birkaç gün içinde 10 milyondan fazla kez izlendi. Video gerçekte Kuzey California’da Nisan ayında meydana gelen bir olaya ait. Bir başka videoda ise FBI ajanı olduğu iddia edilen bir siyahinin polis tarafından gözaltına alındığı görülüyor. Ancak video hem eski tarihli hem de söz konusu kişi FBI ajanı değil. Protestolar sırasında zaman referansı yer almayan görüntüler de paylaşıldı.

‘Hemen soyadımı değiştirin’

George Floyd’un ölümüne ilişkin üçüncü dereceden cinayetle suçlanan eski polis memuru Derek Chauvin’in boşanma davası açan eşi, mahkemeye ismini değiştirme talebinde bulundu. Derek Chauvin’den ayrılmak isteyen 10 yıllık eşi Kellie Chauvin’in boşanma dilekçesi pazartesi günü yayımlandı. Kadının dilekçede ismini değiştirme isteğini bildirdiği ve herhangi bir nafaka istemediği belirtildi.

  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI