Evet, MEB sahibini/bakanını arıyor. Tabi ki MEB’in sahibi devlettir. Doğal olarak devletin temsilcisi de MEB Bakanı’dır. Ancak, yakın süreci incelediğimizde ve takip ettiğimizde MEB sahipsiz/bakansız kalmıştır. Kendi iç dinamikleriyle bakanı devre dışı bırakarak yönetiliyor gibi algı içerisindeyim.
Nedenini açıklamaya çalışalım:
*Milli Eğitim Bakanı’na soruyorlar, okullarda şu veya bu oluyor. Ne düşünüyorsunuz? Benim gündemim spor, diye cevap veriyor.
*Okullarda ve özellikle taşımalı eğitim yapılan doğu ve güneydoğu illerinde servisler kaldırıldı, ne düşünüyorsunuz? Tasarruf tedbirleri var, para yok.
*Okullarda temizlik ve hijyen sorunu var. Temizlik elemanı yok, malzeme verilemiyor. Neden? Para yok. Günlük 566 lira ücret veriyoruz çalışan bulunmuyor. Ya Allah’tan korkun on bir – on iki bin liraya kim nasıl çalışsın. Üstelik asgari ücret on yedi bin lira iken.
*Okullarda öğrencilere bir öğün yemek verilsin, isteniyor. Bakan, yemek yedirecek yerimiz ve personelimiz yok.
*Okullarda öğretmen açığı var. Atama yapılması gereken öğretmenler bakanlığın kapısından ayrılmıyor. Yaklaşık iki yüz, üç yüz bin öğretmen açığı var (MEB’e göre yetmiş beş bin civarı). Yirmi bin öğretmen aldık.
*Öğretmenlere mülakat yapılıyor. Sonuçları açıklanıyor. Hemen sonrasında sistem kapatılıyor. Daha sonra açıklanacağı anlaşılıyor. Acaba neler oluyor? Diye düşünüyorsunuz.
*Okullarda öğretmene şiddet uygulanıyor. Tedbir alıp öğretmeni koruyamıyorsunuz.
*Okul müdürü, müdür yardımcısına saldırıyor, balyozla odaların kapısını kırdırıyor. Açığa aldım, bakacağız diyorsunuz. Aynı kişi ben okuluma başı açık öğrenci ve veli almam diyor, tahkikat sürüyor, deniyor. Hatta keşke basına yansımasaydı da o kabadayı müdür teşhir edilmeseydi, diyorsunuz.
*Özellikle Ardahan ve doğu illerinin birçoğunda köy okulları kapatılıyor, pansiyonlar kapatılıyor. Olur öyle şeyler, der gibi bakış ve beyanlar görüyoruz.
*Basın aracılığıyla kayıtlarda vb. durumlarda velilere; “okullara para vermeyin” diyor, bakıyorsunuz okullar bağış adı altında velileri para ödemeye mecbur ediyor.
*Ortaokullarda daha okula ilk başlayan öğrenciler için özel İngilizce ağırlıklı, matematik ağırlıklı vb. özel sınıflar oluşturulup karşılığında paralar toplanıyor. Bakan kimseden zorla para alınamaz, diyor.
Öğrencilere vereceğiniz yemek, ulaşım/servis, pansiyon, personel, öğretmen, temizlik ürünleri ve personeli için para yok deyip, hiç eğitimle ilgisi olmayan dernek, vakıf ve cemaatlere para aktarmanız hangi mantıkla ölçülür.
Basına yansıdığı kadarıyla Öğrencilere yazdığınız mektuplar için yirmi küsur milyon lira para harcıyorsunuz, okullara para yok diyorsunuz.
Sorunu çözecek Milli Eğitim Bakanı bu sorunları çözmekle mükellefken topu taca atmasının mantığını kim nasıl açıklayabilir?
Yoksa bu ülkenin vatandaşlarını özel okullara yönlendirmenin başka bir yolu mudur?
MEB’in sahibi/bakanı kimdir?
MEB bu ülkenin bir kurumu değil midir?
Siz, bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı değil misiniz?
Sorunları vatandaş mı, veli mi, başka kurumlar mı kim çözecek? Bari bununda yöntemini açıklarsanız hem bir veli hem de bir vatandaş olarak biz de ona göre davranırız.