Yeni bir güne aç pencereni bu sabah. Rüzgârın saçlarına hafifçe dokunuşunu hisset. Sonra bak aynaya; yıllardır gördüğün yüzüne, sanki ilk defa görüyormuş gibi bak.
Bir avuç suyu vur yüzüne ve süzülen damlaları izle. İlk defa hissediyormuş gibi suyun dokunuşunu, ilk defa yaşıyormuş gibi yüzünün aynada su ile buluşmasını. Huzur içinde kapa gözlerini ve gülümse.
Kahvaltını ederken ekmeğin kokusunu hissettiğinde, açlık yayılan her hücrene ona dokunabildiğin için değil de varlığının kokusunu duyduğun için gülümse.
Giydiğin her ne ise, sarıyorsa çıplaklığını, koruyorsa seni soğuktan ya da günahtan, sadece örtünebildiğin için ve yırtık paramparça değilse bedenini saran elbiselerin, gülümse.
Her gün geçtiğin sokaklara tekrar bak. Kaldır başını; görmediğin ne kadar çok şey olduğunu gözlemle. Belki bir dala yuva yapışını görürsün bir kuşun azimle. Belki yavrusuna küçücük gagasında nasıl bir emekle yiyecek taşıdığını ve o yemyeşil ince narin dalların nasıl bir minik canı barındırdığını sakladığını. İyice bak ve bir evin varsa, tek oda da olsa gülümse.
Yürürken çıkar tek bir gün ayakkabılarını. Bas toprağa, hisset taşı çimeni. Ayakların acıyana kadar yürü, kim sana ne diyebilir? Koş istiyorsan kumlara çıkararak ayak izlerini ve sadece kumda kalan izleri gördüğünde iz çıkaracak ayakların olduğu için gülümse.
Yağmur yağıyorsa, kaçma ıslan iliklerine kadar ıslandığın için. Kızma, bırak çamur olsun elbiselerin, ıslatsın her geçen araba, sıçratsın sana yolda biriken yağmur tanelerini. Şemsiyeni açmadan yürü ve suyun hayat olduğunu anlat ıslanan her hücrene gülümse.
Koskocaman bir orman yetiştiremezsin belki; ama tek bir tohum ekebilirsin küçük bir saksıya. Büyümesini izlersin her geçen gün. Sevginle dökersin suyunu. Umutla beklersin çiçeğini ve birgün gözlerini açtığında bir tomurcuk görürsün üzerinde sabrın sonunda. Göreceksin pencerenin önünü nasıl bir güzelliğin kaplayacağını görebildiğin için sabır çiçeğini gülümse.
Sokağa çıktığında tanıdığın tanımadığın herkese selam ver tebessüm ederek: Manava, kasaba, çöpçüye, oyun oynayan çocuklara, sokakta oturan komşulara, yanından geçenlere, çiçeklere, böceklere selam ver. Kısa bir süre sonra göreceksin, tek bir tebessümün çevrene nasıl yayılacağını ve sana binlerce tebessüm olarak kat kat geri geleceğini. Gülümse.
Kendini yalnız hissettiğin zamanlarda sarılmışken yalnızlığın örtüsüne, taptaze demlediğin çayını yudumlarken zil sesini duyduğunda bir fincan çayın iki fincana dönüşüyorsa, dağılıyorsa yalnızlık bulutların, kapını çalan dostların olduğu için gülümse.
Acıların birikmişse yüreğine, buğulanıp kalmışsa gönül kapıların; ümitsizlik kuşların, dolaşıyorsa en çıkmaz yollarında, gözyaşların akıyorsa anlamsız, sadece hissedebilme duygun olduğunu bil ve hala nefes alabiliyorsan, özgürce gülümse.
Hiçbir şey yapamıyorsan, yapabildiğin en iyi şeyi yap. Sadece içten gülümse.