Kundalini ve Beyin

Bu yazımda insan hayatında yaşamla ölüm arasındaki geçen tüm hayatını etkileyecek sosyolojik olarak Kundalini ve Beyin harekatından bahsetmek istiyorum.

Kundaliniyi uyandırmış pek çok insan vardır. Sadece bilimadamları çok zekalı diye tabir ettiğimiz insanlar da  değil, fakat şairler, ressamlar, savaşçılar, yazarlar veya herhangi biri de kundalinisini uyandırabilir. Kundalininin uyanmasıyla sadece Allah ın imgeleri ortaya çıkmakla kalmaz, yaratıcı zeka ortaya çıkar ve zihin ötesi melekeler uyanır.Kundaliniyi harekete geçirerek yaşamda her şey olabilirsiniz.

Kundalini enerjisi tek bir enerjidir, fakat bireysel psişik merkezler ya da çakralarda kendini farklı ifade eder -önce kaba içgüdüsel şekillerde, sonra aşamalı olarak daha incelikli şekillerde. Bu enerjinin ifadesinin daha yüksek ve daha incelikli titreşim düzeylerinde artırılması, insan bilincinin en yüksek olasılıklarına yükselmesini temsil eder.

Kundalini yaratıcı enerjidir : o öz-ifadesinin enerjisidir.Tıpkı üremede yeni bir yaşam yaratıldığı gibi, aynı şekilde Einstein gibi biri, bu enerjiyi görecelik gibi bir teoriyi yaratmak için daha incelikli, farklı bir alanda kullanabilir.Bu bir insan güzel bir müzik çaldığı ya da bestelediği zaman ifade edilen aynı enerjidir.Bu, ister bir iş kurmak, ister aile görevlerini yerine getirmek veya amaçladığınız hedefe ulaşmak olsun, yaşamın her alanında ifade edilen aynı enerjidir. Bunlar aynı yaratıcı enerjinin ifadeleridir.

Kundalininin uyanması ve Şiva ( Bilinç ) ile birleşmesi büyün beyinle yakından ilgilidir. Bunu basitçe açıklamak için beynin 10 bölmesi olduğunu ve bunlardan 9 unun uyku halinde birinin aktif olduğunu söyleyebiliriz. Her ne biliyorsanız, düşünüyorsanız ya da yapıyorsanız beynin onda birinden gelmektedir. Beynin ön kısmında bulunan diğer onda dokuzluk bölüm hareketsiz ya da uyuyan beyin olarak bilinir.

Bu bölümler neden hareketsizdir? Çünkü orada hiçbir enerji yoktur. Beynin hareketli bölümü ida ve pingala enerjileriyle işlev görür, arta kalan onda dokuzluk bölümde sadece pingala vardır. Pingala, yaşam; ida ise bilinçtir. Eğer bir insan yaşıyor ama düşünemiyorsa onun prana şakti'si olduğunu, fakat hiç manas şakti'si olmadığını söyleriz.

prana şakti: yaşam gücü
manas şakti: zihin gücü

Aynı şekilde, beynin sessiz bölgelerinin pranası vardır, bilinçliliği yoktur. Bundan da çok zor bir soru ortaya çıkıyor. Beynin uyuyan bölmeleri nasıl uyandırılır? Korkuyu, kaygıyı ve tutkuyu nasıl uyandıracağımızı biliyoruz; fakat çoğumuz beynin bu uykudaki bölümlerini nasıl uyandıracağını bilmez. Bu sessiz bölgeleri canlandırmak için ön beyni yeterli prana ile, yeterli yaşam enerjisiyle ve bilinçle doldurmalıyız ve böylece susumna nadi'yi uyandırmalıyız. Bu iki amaç için de uzun bir süre devamlı ve düzenli olarak pranayama (yogada solunum sürecini kontrol ederek gizli bedende prana akışını yönlendirip denetleme çalışması) uygulaması yapmalıyız.