Güven… Hayatımızın en görünmez ama en ağır yüklerinden biridir. Ne raflarda satılır ne de kimseye zorla verilir. Kalpten kalbe kurulan en hassas köprüdür. Ve ne ilginçtir ki, o köprüyü ayakta tutan sadece bir kelimedir: “İnanıyorum.”
Derler ki; güven bir ayna gibidir. Bir kez çatladı mı, hep çizik gösterir. Ne kadar derin bir cümle… Çünkü güven, bir kere sarsıldığında, geri dönse bile eskisi gibi tertemiz olamaz. Çatlağın izleri, ilişki boyunca sessiz bir gölge gibi hep orada durur.
Hayatta herkes, birine güvenmek ister. Aileye, dosta, sevdiğine, öğretmenine, hatta bazen bir yabancıya… Çünkü insan, dayanmak için bir omuz arar. İyi günde değil, kötü günde belli olur zaten güvenin değeri.
Birine gözün kapalı güvendiğinde; yüreğini koyarsın ortaya. En kırılgan yerini hediye edersin. Ama o hediye, hoyratça yere düşerse… işte o noktada zaman durur. Kalpte bir sızı belirir. “Neden?” diye sorarsın, cevabı olmasa da.
Çünkü kırılan bir güven değil sadece… İçinde sakladığın tüm iyi niyetindir.
Güven kaybı bazen büyük bir ihanetle çıkar karşımıza, bazen küçücük bir sözle… Belki tutulmayan bir söz, belki arkasından söylenen birkaç cümle. Bazen de “önemsiz” görünen bir davranış, yavaş yavaş o aynayı çiziverir.
En zor olanı ise şudur:
Karşındaki kişi hâlâ aynı yerde duruyormuş gibi davranır; ama senin gözünde artık başka biridir.
Yüzüne baktığında, eskiden hiç görmediğin çizgiler belirmiştir. Daha önce duymadığın bir ses tonu vardır. Her davranışı şüpheyle süzülür. Kalp, bir kere yanmışsa, ateşe hep mesafeli durur.
Peki tamir olur mu?
Evet, belki… Ama aynayı yapıştırdığında, kırık yerler hep belli olur. Çiziklerin kapladığı yer büyüdükçe de en ufak bir sarsıntıda yeniden dağılır. Bu yüzden güven tazelemek, özür dilemekten daha ötesidir. Emek ister, sabır ister, söz değil davranış ister.
Güven, sadece inşa edilmez; sürekli korunur. Her gün yeniden…
Bugün dönüp kendimize soralım:
Güvenini kırdığımız insanlar var mı?
Onları yeniden kazanmak için ne yaptık?
Ya da bize güvenen birini boş yere incittik mi?
Ve bir soru daha…
Kırdığımız aynanın karşısına geçip, kendi yüzümüze bakmaya cesaretimiz var mı?
Güven… Bir kez parladı mı, dünyayı aydınlatır. Bir kez gölgelendi mi, tüm ışıkları söndürür. Onu kırmayalım. Çünkü kalbi kırılan, sadece karşımızdaki kişi olmaz; içimizdeki insan da yarım kalır.