Günümüzde çok açıkça görüldüğü gibi, tarih boyunca insanların genellikle vefasız olduğuna dair binlerce örnekler vardır. Ülkemiz genelinde yaşanan vefasızlıkları Ardahan’da da görmek mümkündür. Her yönüyle vefasız olan ve yapılan insanlıklara rağmen ihanette bulunanlardan millete ve memlekete hayır gelmediği bilinen bir gerçektir. Gerek siyasette ve gerekse yaşamın her alanında destek olduğunuz, yoktan var ettiğiniz birilerinin eline bazı imkanlar geçince kendisini kral sanıyor ve sizi tanımaz oluyor. Gördüğüm kadarıyla bazı yaşamsal hususlarda destekte bulunulan, ayak iken baş olmalarına katkı sunulan, sayenizde elde ettikleri avantajın şımarıklığı ile tam manasıyla bir vefasızlığın içerisine girenlerin çoğunlukta oldukları yakinen biliniyor. İşte böyle vefasız bir toplum gelişemediği gibi, yok olmaktan da kurtulamaz..
Günümüzde vefalı olmak ve aynı değerde dostlar bulmak çok zordur. Son derece samimi olanların, gün geldiğinde kimseyi tanımadıkları, yapılan insanlıkları bilmeyip, bir kalemde silip attıkları, vefasızlığın açık bir göstergesidir. Bunun diğer bir tanımı ise vefasızlığın daha sonraki basamağı olan ihanettir. Çünkü adam pekte hak etmediği halde, bir şeyler elde edince kimseyi tanımaz oluyor ve kendisini adam sanıyor.
Ardahan’da olduğu gibi, tüm Türkiye genelinde her zaman vefasızlar, vefalılardan daha fazla olmuştur. İnsan, siyasetçi olabilir, idareci olabilir, makam, mevki, şöhret sahibi olabiliyor. Ama genellikle vefalı olamıyor. Bazı insanlar, çıkarları mevzu bahis olunca her şeyi unutabilen, hatta satabilen bir varlık haline gelebiliyor. Bu tür nankör insanlara fazla fırsat vermemek herkesin öncelikli prensibi olmalıdır. Çünkü bu tür insanlara ne kadar değer verirseniz verin, ne kadar iyilikler yaparsanız yapın, gün geldiğinde bir anda her şeyi silip atabiliyor ve herkese ihanet edebiliyor.
Türkiye’nin küçük bir ili olan ve herkesin birbirini yakinen tanıdığım Ardahan’da bile vefasızlık giderek yaygınlaşmış ve vefa kelimesi nerdeyse günlük yaşantıda görünmez hale gelmiştir. Güncel ilişkilerde vefasızlık daha çokta siyasi çıkar üzerine kurulmuş, dostlukların arasına saygı, sadakat ve vefa giremez konuma gelmiştir. İşte bu yüzdendir ki ekseriyetle artık ne akrabaların ve ne de dostlukların önemi kalmamıştır. Çünkü vefanın, insanlığın, fedakarlığın üzeri kapanmış ve görünmez olmuştur.
Vefasızlıklar sadece günümüzde görülen bir olgu değildir. Geçmişim çağlarda da zaman-zaman vefasızlıklar yaşanmış ve her geçen günde giderek artmıştır. 1970 yıllarda Herner Miller adındaki Alman yazarın ODESSA isimli bir kitabını okumuştum. Bu kitapta, Hitler kamplara topladığı insanları hamam şeklinde yaptırdığı fırınlara koyarken, bir doktorda binanın üst camında bakarak yanmalarını izliyormuş. Fırına ısı verilip yanma başlayınca, insanlar birbirini yere düşürüp, üstlerine çıkarak kurtulmaya çalışırmışlar. En son bir bayan yanan cesetlere basarak yukarı çıkmaya çalışmış, ancak boyu bacaya ulaşmadığında ise çocuğunu ayağının altına almış ve üstüne basarak kurtulmaya çalışmıştır. İşte bu durumu gören doktor, ‘’İnsanoğlu vefasızdır’’ diye bir de rapor düzenlemiştir. Bu durum insanın yeri geldiğinde çocuğunu dahi ayak altına alabildiğini ve kendisini kurtarmaya çalıştığını gösteriyor. Ancak bütün vefasızlıklara rağmen, yine de toplumsal yaşamın vazgeçilmezi olan dostlukların, kardeşliklerin ve insanlıkların basit hesaplar uğrunu kenara atılmaması ile vefalı olunmasını diliyorum.