Ardahan'ın Hanak ilçesine bağlı Geç köyünde 2 çocuğunu ve hanımını geride bırakarak askere giden Kurtuluş Savaşı gazisi Ağali Dursun, tam 7 yıl 4 cephede savaşarak vatani görevini tamamladı. Son olarak Sarıkamış Cephesinde şehit olan askerlerimizin yardımına giderken soğuduktan üşüyen bir ayağını kaybetti
O haldeyken bile Ruslara büyük zaiyat verdi. Ele geçirdiği Rus beşlisi tüfeği ve kamasını ölene kadar hatıra olarak evinde sakladı. Ancak 1980 darbesi sırasında cunta tarafından gazinin hatırasına saygısızca el konuldu. Cumhuriyet kurulduktan sonra Dursun devlet tarafından istiklal madalyasıyla şereflendirildi. 1952 yılında devlet defalarca maaş bağlanmasını teklif etmesine rağmen" halim vaktim yerinde devletime yük olmak istemiyorum "diyerek bu maaşı kabul etmeyen Gazi Ağali Dursun yıllarca şerefle göğsünde taşıdığı madalyayı o 78 yaşında iken öldükten sonra oğlu Ensar Dursun devraldı.
Dursun, tüm milli bayramlarda ve etkinliklerde Ardahan Valiliği tarafında davet edildiğini belirterek, valiliğin kendisine hediye ettiği elbiseyi giyerek ve babasının madalyasını da göğsüne takarak gururla tüm milli bayram ve etkinliklere katıldığını söyledi. Cumhuriyetimizin 101. yüzyılı nedeniyle düzenlenen Cumhuriyet Resepsiyonunda SABAH'a konuşan Dursun," Ben bir anne ve bir babadan doğma 13 kardeşin en küçüğüyüm. 1913 yılında devlete babamın gazilik madalyasını taşımak için başvuruda bulundum. Devletimiz bana babamın madalyasını taktım etti. O günden sonra göğsümden hiç ayırmıyor ve gururla taşıyorum.
Babam akşamları köy odasında anlatırdı biz de dinlerdik. Babam tam dört ay at sırtında Çanakkale cephesinde savaşmak üzere yol gittiğini söyledi. Yedi yıl boyunca dört cephede savaştığını söyleyen babam o süre zarfında ailesiyle hiç görüşmediğini de bize anlatırdı. Sarıkamış harekatı sırasında aşırı soğuk ve açlık yüzünden, Osmanlı Ordusu bu dağlarda, 60 bini donma sonucu tam 78 bin şehit verdi. Rus birlikleri de bu savaşlarda 32 bin askerini kaybetti. İşte o yıllarda babamında içinde bulunduğu bölükte oraya sevk ediliyor. Babamın ayağı soğuktan üşüyor ve kesiliyor.
Sonra yedi yılın sonunda Rus askerlerden ele geçirdiği silahlarla evine dönüyor ve 1950'lerde kendisine maaş bağlandırmasına rağmen 'benim durumum iyi ben devletime yük olmak istemiyorum' diyerek gazilik maaşını kabul etmiyor. Bugün olsa herkes kabul eder ama o kabul etmiyor. Son olarak Ardahan Valisi Sayın Hayrettin Çiçek'e çok teşekkür ediyorum babamın mezarını yıllar sonra yaptırdığı için bizi çok mutlu etti" dedi.