07-07-2025 12:15:40

78 kişiye mezar olmuştu! Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel yangını davası başladı

Bolu'da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangını davasında ilk duruşma başladı. Yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirilecek duruşmada, hayatını kaybedenlerin yakınlarının isyanı yürek burktu. 
78 kişiye mezar olmuştu! Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel yangını davası başladı
Kartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti, 133 kişi yaralandı. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve İtfaiye Eri İrfan Acar hakkında 78’er kez 'Olası kastla öldürme' suçu ile 'Olası kastla kasten yaralama' suçlarından toplam 1998'er yıla kadar hapis cezası istendi.BAZI SANIKLAR İÇİN 22 YIL 6'ŞAR AYA KADAR HAPİS İSTEMİİddianamede ayrıca otelin teknik personeli Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ile Muharrem Şen, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ve eski Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. 19'u tutuklu, 32 sanığın yargılanacağı davanın ilk duruşması, bugün görülecek.OKUL ÇEVRESİNE POLİS BARİKATIDava için Bolu Sosyal Bilimler Lisesi içerisinde yer alan spor salonu, 700 kişilik mahkeme salonuna dönüştürüldü. Mahkeme salonu, kamera sistemlerinden alt yapısına kadar son teknoloji ile donatıldı. Öğrenci pansiyonu olarak kullanılan alandaki yemekhane de avukatların duruşma aralarında kullanabileceği 150 kişilik dinlenme alanı haline getirildi. Okulda ayrıca kadın ve erkek tutuklular için ayrı bölümler hazırlandı. Mahkemenin yapılacağı okulun çevresi, polis ekipleri tarafından barikatlarla tamamen kapatıldı. Yeni otopark alanları oluşturulurken, polis ekipleri de yoğun güvenlik önlemi aldı. 1000 POLİS GÖREV YAPIYOROkula giden ana yol, iki yönlü olarak ulaşıma kapatıldı. Mahkeme salonuna girecek kişilerin, polis ekiplerinin oluşturacağı kontrol noktalarından listedeki isimlerine bakılarak girişlerine izin veriliyor. Mahkeme boyunca okul içerisinde ve dışında çevre illerden gelen takviye ekiplerle birlikte yaklaşık 1000 polis görev yapıyor. Mahkeme salonunun önüne AFAD ve Kızılay ekipleri tarafından görevliler için de çadırlar kuruldu. Hayatını kaybeden 78 kişinin aileleri ve oteldeki yangından sağ kurtulan kişiler ile çok sayıda vatandaş duruşmanın görüleceği salona akın etti. Davaya katılacak olanlar polis kontrol noktasından geçirildikten sonra alana alınıyor. Çok sayıda vatandaşlar da ellerinde ‘Başka Ceren yok’, ‘İhmail değil, olası kast’, ‘Yangının adı Kartalkaya’, ‘Hesap verilmeden yas tutulmaz’ yazılı dövizler taşıdı.AİLELERDEN BASIN AÇIKLAMASIYangın faciasına ilişkin bugün görülecek ilk duruşma öncesi hayatını kaybeden kişilerin yakınları, duruşma salonunun önünde basın açıklaması yaptı. Grup adına basın açıklamasını yapan ‘Başka Canımız Yok Derneği’ üyesi Zeynep Kotan şunları söyledi:“Biz bugün burada evlatlarını, kardeşlerini, eşlerini, annelerini, babalarını, torunlarını, yeğenlerini, en sevdiklerini 21 Ocak 2025 gecesi Grand Kartal Otel'de kaybeden aileler olarak bulunuyoruz. O gece yalnızca bir yangın çıkmadı. O gece göz göre göre gelen, bile bile yapılan ve engellenmeyen bir katliam yaşandı. Bunun adı ihmal değil, bunun adı cinayettir. Grand Kartal Otel, Kartalkaya'daki en büyük ve en bilinen otellerden biri. Otelin sahipleri ve yöneticileri bu binayı avuçlarının içi gibi tanıyordu. Yangın riskini, güvenlik açıklarını, eksik yangın tüplerini, olmayan yangın merdivenlerini, yıllardır bakımı yapılmayan sistemleri biliyorlardı. Ve biliyorlardı ki bir yangın çıkarsa burada insanlar ölecek. Yine de hiçbir önlem almadılar. Ve ne yazık ki yangın sırasında bile Grand Kartal Otel’in sahipleri, yöneticileri ve çalışanları hiçbir şey yapmadı. Ne bir uyarı verdiler ne bir alarm sistemi devreye girdi. Misafirler tek bir kelimeyle bile uyandırılmadı. Onlar arabalarını kurtarmaya giderken bizim canlarımız içeride dumandan boğuluyordu. Bizim sevdiklerimiz ölümden ölüm beğenirken, otel sahipleri çoktan karşı otele geçmiş. Meyvelerini yiyorlardı. Bu nasıl bir umursamazlık, nasıl bir merhametsizlik, nasıl bir vicdansızlıktır? Biz her şeyi takip ettik, ediyoruz. Olaydan yalnızca bir ay önce hazırlanan ve otelde yangın önlemlerinin eksikliğini açıkça ortaya koyan, ancak otel sahiplerinin ‘bu önlemler çok masraflı olur’ diyerek geri çektirdiği yangın raporunu biliyoruz. Bu ihmale göz yuman yetkilileri, yangının söylenenden daha erken başladığını, yangın anında yalnızca ayrıcalıklı misafirler için yapılan kurtarma operasyonunu, tüm otel yöneticilerinin ve personelinin kurtulduğunu, bilirkişi raporunda da açıkça belirtilen ‘altın zamanın’, canlarımızı kurtarmak için değil, otel sahiplerinin arabalarını çıkarmak için kullanıldığını, karartılan delilleri, silinen kamera kayıtlarını da biliyoruz. Artık tek bir beklentimiz var. Yargılama süreci şeffaflıkla yürütülsün ve tüm gerçekler gün ışığına çıksın.” ‘KARTALKAYA'DA SADECE CANLAR DEĞİL, GÜVEN DUYGUSU DA YANIP KÜL OLDU’Zeynep Kotan, tüm sorumluların hesap vermesi gerektiğini istediklerini ifade ederek, “Biz bugün burada, bu katliamda sorumluluğu bulunan herkesin ve her kurumun hesap vermesini talep ediyoruz. Bugün sanık sandalyesinde oturanlara ek olarak, görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında da derhal soruşturma izinlerinin verilmesini bekliyoruz. Bilirkişi heyetinin, bu yangında birinci dereceden sorumlu olduğu belirtilen Kültür ve Turizm Bakanlığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı hiçbiri bu zamana kadar soruşturma izni vermedi. Yasalar çerçevesinde verilmesi gereken bu izinlerin bir an önce verilmesini bekliyoruz. O gece 78 can yitirdik. 36’sı çocuktu. Ölenlerin yaş ortalaması yalnızca 27,5’tu. Yani hayatlarının daha başındaydılar. Onlar yeni bir yüzyıla umut atmış bir kuşağın temsilcileriydi. Ama 2025’in bir kış gecesinde aç gözlülüğün karanlığında nefessiz bırakıldılar. Biz çocuklarımızı, kardeşlerimizi, torunlarımızı geleceğe hazırlıyorduk mezara değil. Onların öldüğü yer bir savaş alanı değildi, bir tatil oteliydi. Sabah kayak yapacaklardı. Ama sabaha ulaşamadılar. Çünkü o binada bulunanlar ve o binaya göz yumanlar kendi keyifleri ve maddi çıkarları uğruna bu ülkenin gençlerini, çocuklarını bile bile ölüme terk ettiler. Biz buradayız. Yasımızı bir kenara koyduk. Canlarımız için dimdik ayaktayız. Kim susarsa, kim geri durursa bu katliama ortak olur. Bu dava sadece bir adalet arayışı değil, bir insanlık sınavıdır. Kartalkaya'da sadece canlar değil, güven duygusu da yanıp kül oldu. Ama biz bu türlerden adaletin ateşini yakacağız. Evlatlarımız için insanlık için bu ülkenin onuru için” dedi.“KARDEŞİMİ SAVUNACAĞIM”Alp Mercan'ın ablası Nihan Ece Hasarpa, "Avukat olarak duruşmaya katılıyorum. Müşteki olarak katılma talebim kabul edilmedi, kardeşimi savunacağım. Sanıklar bu kadar insanın gözüne bakarak nasıl konuşacaklar? İçlerinde birazcık insaniyet varsa bugün onların çekinmesi gereken bir gün" diye konuştu.Bir başka yakını ise "Tekrar tecelli etmesin böyle bir şey, adalet istiyoruz. İnsanların uyanmasını istiyoruz" dedi. "KATİLLER"Yangında yeğeni Yılmaz Sarıtaş ile çocukları Nehir (15) ve Doruk Sarıtaş'ı (12) kaybeden bir kadın, "Katiller. Ah elimden bir şey gelse, yapacak bir şey yok. Katiller. Bilerek çocuklarımızı yaktılar, haber vermediler, para için yaptılar. İnşallah onların başına gelir, inşallah onların çocukları da ölür, inşallah çatır çatır yanarlar" ifadelerini kullandı.Sarıtaş'ın annesinin feryatları ise yürek dağladı.SANIKLARI GÖRÜNCE FENALAŞTIDuruşmada sanıklar içeri girdiği sırada yangında oğlu Yılmaz Sarıtaş (51) ile torunları Doruk ve Nehir'i kaybeden Gülizar Sarıtaş fenalaştı. Gülizar Sarıtaş, sağlık ekibinin müdahalesi sonrası salondan çıkarıldı.'DAVANIN SİYASİLEŞMESİNİ İSTEMİYORUM'Yangında oğulları Bilal Gültekin, Enes Gültekin, kızı Rümeysa Gültekin, gelini Sena Gültekin ve 4 torunu olmak üzere toplamda 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, sanıkların kimlik tespiti başlamadan önce mahkeme heyetinden kısa bir söz hakkı istedi. Avukat Gültekin, cübbesini çıkararak yaptığı konuşmada, "Hayatta 8 evladının arkasından, duruşmalarında avukat olmak varmış. Avukat olarak konuşmayacağım için cübbemi çıkarıyorum. Gelerek destek verenlere teşekkür ediyorum. Davanın siyasileşmesini istemiyorum. Avukat olarak davanın kişiselliğine inanıyorum. Bu meseleyi siyasallaştırmayalım. Yargılama süresince mahkemeyi rahat bırakalım. 78 candan Bilal'imi kaybettim. Boğaziçi mezunuydu. Kurduğu şirketle ihracat yapan vergi veren biriydi. Gelinim Zehra, ODTÜ İşletme mezunuydu. Türk Hava Yolları'nda çalışıyordu. Maaşından burs verdiği 18 kişi çıktı. Kızım Rümeysa 15 yıllık eczacıydı, doktordu. Torunlarım 11, 8, 5 ve 2,5 yaşındaydı" dedi.“ÖTE DÜNYADA DA İKİ ELİMİZ YAKANIZDADIR”Avukat Gültekin, "Merhametsizlere sormak istiyorum. 2 arabayı kurtarırken kapıları açmayıp, o insanların evlatlarının ölmesine nasıl razı oluyorsunuz? Ceza almanız için elimizden geleni yapacağız. Biz bu dünyanın tek olduğuna inanmıyoruz. Öte dünyada da iki elimiz yakanızdadır. Mahkemenin vereceği cezayı bilmem ama vicdanınızdan kurtulamayacaksınız. Buraya getirilen sanıklar, sorumluların bir kısmıdır. Turizm Bakanlığı yetkilileri dışarıdadır. Bu engeli de aşacağız inşallah. Bu merhametsiz yürekleri alıp, yargının karşısına çıkaracağız. Adaletin tecelli edeceğine inancım tamdır. Olay karşısında beyanda bulunurken, gerçek dışı konuşacak ve sahte gözyaşı dökecek bu sanıkların sözlerini kaldıramayacağım. Duruşma salonundan ayrılmak istiyoruz" diye konuştu. Gültekin ve diğer yakınları, daha sonra salondan ayrıldı.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI