Sönük geçen bir Cumhuriyet bayramı…

Türk halkının her yıl 29 Ekim’de coşku ile kutladığı Cumhuriyet bayramı, her kesin sağlığını tehdit eden corana virüs salgını nedeniyle ülke genelinde ve Ardahan’da sönük geçmesi üzüntü verici olmuştur. Aslında bu onurlu bayram, corana virüsün gölgesinde kalmamalıydı ve coşku ile kutlama mutluluğu yaşanmalıydı. Hal bu ki Cumhuriyet bayramını her Türk vatandaşı canı gönülden coşku ile kutlamalıydı ve Cumhuriyet sevgisini ilelebet yaşatmak  için gereken gayret gösterilmeliydi. Ancak tüm dünyayı etkileyen ve ülkemizde de tehdit haline gelen virüs illeti nedeniyle Cumhuriyet bayramı kutlamalarına beklenen seviyede katılım olmamış ve ilk kez sönük geçmiştir. Cumhuriyet sistemimiz her ne kadar bazı kesimler tarafından istismar edilse de, insan onuruna yakışan bu sistem hiçbir zümre ve kesimin malı olmadığı gibi, siyasete alet edilerek, özel emeller doğrultusunda kullanılacak bir meta da değildir.
Türkiye`de hiçbir kurum ve kesim Cumhuriyeti tekeline alma ve bu sistemin değerlerini tek başına sahiplenme hakkına sahip değildir. Cumhuriyetin asil sahibi halktır. Cumhuriyet sisteminde, halkın kendi kendisini idare etmesi esastır. Halk, özgür iradesiyle kullanacağı oyu ile dilediği siyasi iradeyi işbaşına getirme ve sistemi o iradeye teslim etmesine herkes saygı duymalıdır. Kimsenin halkın iradesine ipotek koyma gibi bir lüksü olmayacağı gibi, demokratik sistemlerde öyle bir güçte yoktur.
Bugün Türkiye`nin idaresine talip olan bütün siyasi parti yöneticiler, Cumhuriyet kuşağına mensuplar. Yanı Cumhuriyet hamuru ile yoğrulmuş konumdalar. Akıl, mantık ve onurlu bir toplum fertlerinin Cumhuriyet karşıtı olması asla düşünülemez. Günümüzde, "Ben Cumhuriyetçi değilim, Cumhuriyet sistemini kabul etmiyorum" diyecek kadar mantıksız ve vicdansız bir kimse olamaz. Herkes Cumhuriyet sisteminin tüm kurumları ile bütünleşerek yerleşmesini istiyor. Yıllarca Cumhuriyeti istismar eden bazı siyasi partilerin rant elde etmek amacıyla sözde Cumhuriyetçi gösteriş içinde olmaları toplumdan ciddi manada destek görmemiş ve yıllardır iktidara gelemez olmuşlar. Bu da sözde değil, özde Cumhuriyetçi olmak gerektiğini gösteriyor. Öyle, "Falanca parti işbaşına gelirse Cumhuriyetin temeline dinamit koyacak” gibi basit söylemlerle halkı kandırmak mümkün değildir. İnsan onuruna yakışan en müstesna sistemin Cumhuriyet olduğunu herkes yakinen biliyor. Bir asra yakın zamandır Cumhuriyetine sahip çıkan halk, bundan sonra da aynı duyarlılığını gösterecektir.
Gelecekte bütün kurumları ile güçlendirilmiş Cumhuriyet sistemimizin daha coşkulu kutlanması dileğiyle, Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ile yol arkadaşlarına saygılarımı sunarken, Türk milletinin Cumhuriyete daha fazla sahip çıkmasını diliyorum.