Basın özgürlüğünü gücü ile korumalı…

 Basın özgürlüğü, gazetecinin bilgi ve becerisine bağlıdır. Eleştiriler gerçeğe dayalı olarak yapılır, başkalarının şeref, onur ile haysiyetini alenen zedelemez ise hiçte sıkıntı olmaz ve basın özgürlüğü kısıtlanmaz. Bu ölçüler dahilinde özgürce en güzel eleştiriler yapılabilir. Bunun aksine gerçeğe aykırı ve basın ahlak yasasına uymayan suçlamalarda bulunulması halinde elbette ki bir cezası olacak. Herkesin özgürlüğünün bir sınırı vardır. Bu sınır aşılırsa sonucunun ne olacağı da bilinmelidir. Basın özgürlüğü ele kılıç alıp, insanlara saldırma sanatı olmamalıdır. Gerçek basın mensuplarına tam manasıyla özgürlükler sağlanması dileğiyle tüm gazetecilerin "Dünya Basın Özgürlüğü Gününü" kutlarken, basın kuruluşları ile basın mensuplarının ekonomik olarak da güçlenmeleri halinde, görevlerini daha özgürce yapacakları bilinen bir gerçektir.
               

Dünyada 4. Kuvvet olarak kabul edilen basın, en önemli gereksinimi olan özgürlüğünü kendi gücü ile sağlamalı ve gazeteciler görevini yaparken ortaya çıkacak engelleri aşma yeteneğine sahip olmalıdır. Basın mensubu, öncelikle milletten gelen haklı tepki ve talepleri dile getirirken çok ölçülü hareket etmek zorundadır. Belli sınırlar içerisinde kalınırsa, görülen aksaklıklar daha özgürce işlenebilir ve toplumun talepleri doğrultusunda eleştirilebilir. Türkiye’de eskiden beri gerçek manada basın özgürlüğünün mevcut olduğu söylenemez.  Buna rağmen, halkın tepkisini çeken yolsuzluk, hırsızlık ve haksızlıkların üzerine giden yetenekli gazetecilerin hiçte ceza almadıkları bilinen bir gerçektir.  Basın ahlak kuralları içerisinde yapılan gazetecilik hiçte suç değil ve özgürlüklerde de kısıtlama söz konusu değildir. Gazetecilik halkın haber alma hakkına hizmet eden onurlu bir meslektir. Ancak mesleğin onurunu zedeleyenler varsa, onlarda hak ettikleri cezaya tabi tutulmalılar. 
               

Her yıl Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından yapılan ‘Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ sıralamasında Türkiye’nin 180 ülke içerisinde 154. sırada yer aldığından yakınılırken, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'ne gazetecilerin yeni sıkıntılarla ve güçlüklerle girdiğini vurgulayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, tutuklu gazeteciler için yaptığı ‘özgürlük' çağrısında; “İnfaz Yasası'yla çete mensupları, katiller indirimden yararlandı. Kalemlerinden başka silahı olmayan, yazıp çizmekten başka suçu bulunmayan gazeteciler güç koşullarda yaşamlarını sürdürüyor. Halkın haber alma, bilgilenme hakkı çeşitli yollarla örselenmemeli, ifade özgürlüğünün önüne yeni engeller çıkarılmamalı. Hak ihlallerini yazan, gündeme getiren, olayları halk adına sorgulayan gazeteciler suçlanıp cezalandırılırken, gerçek suçluların, azmettiricilerin toplumda serbestçe dolaşmaları adaletle bağdaşmıyor. Haberin özgürce dolaşabildiği bir toplum olmalıyız. Ülke barışının sağlanabilmesi adına ceza evinde tutuklu bulunan gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması gereğine inanıyoruz.” denilmiştir.