Başkanlık koltuğuna oturmanın kolaylığı da var

Ardahan’daki Belediye Başkanlık seçim çalışmaları oldukça yoğun bir atmosferde sona yaklaşırken, Türkiye genelinde ve Ardahan ile ilçelerinde hangi parti adayının ipi göğüsleyeceği şu anda pekte belli değildir. Ancak Ardahan Belediye Başkanlığı koltuğuna kısa bir süreliğine de olsa benim oturabileceğimi düşünüyorum. Başkan adayları seçim çalışmaları sırasında birçok güçlüklerle karşılaşırken, benim başkanlık koltuğuna kolaylıkla oturma ihtimalim var.

    İki dönem belediye meclis üyeliği, encümen üyeliği ve Başkan vekilliği görevinde bulunduğum Ardahan Belediyesine 12 yılı aşkın süredir gitmiş değilim. Benim önerimle iş hanı olarak yapılan bina, sonradan belediye hizmet birimlerine tahsis edildi. Belediye başkanlığına iki dönem seçilen Faruk Köksoy’a destek oldum, seçilince telefonla tebrik ettim ve çiçek gönderdim. Buna karşın Belediye’ye gitmedim ve başkanlık makamının nerede olduğunu bilmiyorum. Ama bu dönem kim seçilirse seçilsin Belediye’ye gideceğim, 5 dakikalığına da olsa makama oturacağım ve böylece 30 yıl önceki anımı yenilemiş olacağım.

    Bu seçimlerde Ardahan Belediye Başkanlığına AK Partiden aday olan Veteriner Hekim Yunus Baydar, CHP adayı eski Milletvekili ve Sanatçı Faruk Demir ile İP adayı Mühendis Mete Özdemir, yakın dostumdurlar ve tertemiz bir geçmişe sahipler. Bu hemşerilerimiz hakkında olumsuz bir şey yazacak durumda değilim. Her ne kadar bazı gazete ve internet sitelerinde haklarında bazı basit eleştiriler yapılsa da bunların gerçekle alakasının olmadığını yakinen biliyorum. Ardahan’da halk arasında sevilen, saygı duyulan ve şehrimizi en mükemmel şekilde idare edeceklerine güven duyulan adaylar arasında seçmenin tercih yapması hayli zor gibi görünüyor. Ama benim tercihim oldukça kolaydır. Çünkü mensubu olduğum partimin adayına hiç düşünmeden oy vermem kuşkusuzdur. Bana göre herkes üyesi olduğu partisine oy vermelidir. Bunun dışına çıkanlar ihanetçi konumuna düşecekler ve ömür boyu vicdan azabı çekecekler. Diğer tarafta herhangi bir partinin üyesi olmayan seçmenlerin diledikleri adaya oy vermelerine kimsenin bir şey deme hakkı yoktur.

    31 Mart 2019 günü ülkemiz genelinde ve Ardahan’da yapılacak mahalli seçimlerin huzur ve barış ortamında geçmesi için tüm aday ve siyasi parti mensuplarının ölçülü hareket etmeleri halk arasında takdir ediliyor. Parti Genel Başkan ve Genel Merkez mensupları, halk arasında hiçte hoş karşılanmayan ağır derecede eleştiride bulunurken; Ardahan’daki AK Parti Belediye Başkan adayı Baydar, CHP Belediye Başkan adayı Demir ve İYİ Parti Belediye Başkan adayı Özdemir, yoğun bir çalışma içerisinde olmalarına rağmen, birbirlerinin hakkında her hangi bir kırıcı eleştiride bulunmamaları şehrimiz açısından memnuniyet vericidir.

    Seçimler, demokrasi kültürünün önemli unsurlarından biri, demokrasinin vazgeçilmez temel taşıdır, millet iradesinin tecelli ettiği yerdir, temsili demokraside sorunların çözümünde önemli bir yoldur, demokrasinin güzel bir örneğidir. Sandığa gitmek katılımcı demokrasinin bir gereğidir; demokrasiye sahip çıkmaktır ve önemli vatandaşlık görevidir. Demokratik sistemimiz gereğince her hangi bir göreve seçilmek için medeni cesarette bulunan şahsiyetleri de tebrik etmek ve hoş karşılamak aydın bir toplumun görev olmalıdır.

    Bütün siyasi partiler ve adaylar bu günlerde yoğun bir çalışma içerisindeler. Bu çalışmalar sırasında herkes karşı adayları eleştirme yerine, daha çok gerçekçi projelerini ortaya koymalı ve ona göre inandırıcı vaatlerde bulunmalıdır.

    31 Mart’ta sandığa gidecek olan Ardahanlı seçmenler, partilerin ve adayların ortaya koydukları projeleri ile vaatlerine göre son sözü söylemeli ve ona göre tercihini yapmalıdır. Sandık sonuçları milletin takdirini yansıttığı için herkes buna saygı duymalıdır. Seçim sonuçlarını kazanandan, kaybedenine kadar herkesin medeni bir olgunluk içerisinde kabul etmeleri şarttır.

    Özellikle mahalli seçimlerde tüm gazetecilerin her parti ile adaylarına eşit mesafede bulunmaları vicdani bir görevdir. Bunun yanı sıra, gazeteciler yazacakları haber ve makaleleri ile toplumu aydınlatma açısından gerçekleri yansıtan ölçülü eleştiriler de yapmalılar. Basın mensuplarının ülkemize, insanımıza ve bu ülkenin geleceğine yönelik olumlu düşüncelerini de seçmenlere aktarma mecburiyetleri vardır. Gazetecilerin seçimlerde tarafsız yayın yapmaları arzulanırken, adayların ve partilerin tanıtıcı haberlerine yer vermek başlıca görev olmalıdır. Buna karşın, partiler ve adaylar, seçim propagandası yaparken, karşı adayları yıpratmak için basını alet etmekten kaçınmalıdırlar.

    Belediye Başkanı, İl Genel Meclisi, Belediye Meclisi, mahalle ile köy Muhtar adayları, kendilerini tanıtıcı ve projelerini içeren mahiyetteki reklamlarını mahalli basına vermeliler. Van’a giden Valimiz Sayın Mehmet Emin Bilmez, “Seçimler gazetecilerin hasat dönemidir. Yayınladıkları reklam mahiyetindeki yazılar için ücret almalılar” diyerek, mahalli basına destek olunması gerektiğini vurguladı. Ama duyduğum kadarıyla seçim için belli bir bütçesi olan parti ve adaylar, keyfi harcamalar yaparken, gazeteleri görmezden geldiklerine dair yakınmalar çoğunluktadır.

    Üç ayı aşkın süredir Ardahan dışındayım. Bu yüzden siyaset ve gazetecilikle pek ilgilenemedim. Fakat gazeteci meslektaşlarım ve dostlarımla yaptığım görüşmeler sonucu gerekli bilgileri aldığım gibi, düşüncelerimi de kendilerine aktardım. Herkes kendisine yakın bulduğu adayın kazanacağını söylüyor. 31 Mart’ta kimin kazanacağı ve kimlerin kaybedecekleri belli olacak. Halkımızın özgür iradesiyle seçilecek olan adaylarımızı şimdiden kutlar, başarılar dilerim.