31-07-2019 19:58:10

Karadeniz'in ilk yerleşim yeri Ereğli'de, 6 bin 500 yıl öncesine ait bulgular keşfedildi

BÜLENT Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Arkeoloji Bölümü tarafından Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde bulunan İnönü Mağarası'nda gerçekleştirilen kazı çalışmalarında 6 bin 500 yıl öncesine ait bulgular keşfedildi.
Karadeniz'in ilk yerleşim yeri Ereğli'de, 6 bin 500 yıl öncesine ait bulgular keşfedildi
BÜLENT Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Arkeoloji Bölümü tarafından Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde bulunan İnönü Mağarası'nda gerçekleştirilen kazı çalışmalarında 6 bin 500 yıl öncesine ait bulgular keşfedildi. Kazı Alanı Başkanı Dr. Hamza Ekmen, mağaranın ve bölgenin Karadeniz'in ilk yerleşim yeri olduğuna yönelik bilgiler elde ettiklerini söyledi.
Bülent Ecevit Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından Ereğli'de bulunan İnönü Mağarası'nda gerçekleştirilen kazı çalışmalarında Karadeniz Bölgesinin ilk yerleşim yeri ile Hititler dönemine ait ilk bulguların yanı sıra Anadolu'da ilk ahşap tarihi bulgular keşfedildi. Mağarada yapılan kazılarda Ortaçağ, Balkan kökenli kavimler, Hitit İmparatorluğu, Erken Tunç dönemine ait kalıntılar tespit edildi. Bülent Ecevit Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi ve Kazı Alanı Başkanı Dr. Hamza Ekmen, mağaranın ve bölgenin Karadeniz'in ilk yerleşim yeri olduğuna yönelik bilgiler elde ettiklerini belirterek, "Birçok ilkin bu kazıda bulunduğunu ifade edebiliriz. Karadeniz'de en eski yerleşim yeri burası. Samsun İkiztepe'yi kazan Önder hocamız var. En sistemli yerleşim orası diyordu. Bir sempozyumda biz burayı anlatınca 'olamaz' dedi. Burası Karadeniz, Trakya arkeolojisi konusunda çalışma yapan herkesin referans noktası olacak. Burası bir ilk oldu" diye konuştu.
'TARIM TOPLUMUNA İŞARET EDEN BULGULAR VAR'
Ekmen, aralarında Bereket Tanrıçası figürleri, maltızlar, dokuma tezgahı parçaları, mekik parçaları, kirmen gibi aletlerin de bulunduğu ve bulunan kalıntıların Yassıkaya kazılarında bulunan kalıntılarla aynı döneme ait olduğunu ifade ederek, "Bulgular, Ege Bölgesi, Bulgaristan ve Balkanlarda ele geçirilenlerle paralellik arz ediyor. Tarihler de benzerlik gösteriyor. Buradan deniz yolunun kullanılarak kültürel alışverişte bulunulduğunu tahmin ediyoruz. Mağaradaki kalıntıları inceliyoruz. Mağaralar genelde yazın kamp yerleri olarak kullanılabilir ama bu kültürel tabakalar burada üç dört ailenin yıl boyu yaşadığını gösteriyor. Stratejik bir konumu da var. 6 bin 500 yıl öncesi için böyle bir konumun seçilmesi ciddi bir kültür olduğunu gösteriyor. Çömlekçi fırını yapılması burada yerleşik bir toplumun olduğunu gösteriyor. Mağarada o kadar çok tohum bulduk ki mercimek, buğday, arpa var. Bunları tanımlayabiliyoruz. Bunlar karbonlaşmış" dedi.
'DEFİNECİLER DİNAMİTLE KALINTILARA ZARAR VERMİŞ'
Mağara üç ayrı gözden oluştuğunu açıklayan Ekmen, şöyle konuştu:
"İçinde bulunduğumuz A gözü, hiçbir arkeolojik dönemde yerleşim olarak kabul görmemiş. B ve C gözlerine yerleşilmiş. Bunun sebebi gözetlemeyi o bölümden daha iyi yapabilmeleri veya dipten çıkan kaynak suyu olabilir. 2016 yılında ilk mağarayı tespit ettiğimizde yüzey araştırması yaptık ve C gözüne ağırlık vermemiz gerektiğini anladık. Mağaranın görünür yüzeylerinin hiçbiri doğal yüzü değil. Definecilerin açtıkları dinamit boşlukları var. Kendilerince gerçeği yansıtmayan biçimde, arkasında define var diye düşünüp dinamitle patlatmışlar. Bu dönemlere kadar insanlar duvarlara birtakım tasvirleri resmediyordu. Bu dinamit patlatması dolayısıyla belki duvarlarda var olan bazı figürleri kaybetmiş olabiliriz. Karşı taraftaki geniş oyukta da bir tasvir var olabilir diye dinamitle patlatılmış. Ayrıca mağaradaki suyu aşağı taşımak için boru döşenmiş, bu da kalıntılara zarar vermiş."
'İLK KEZ ANADOLU'DA ORGANİK AHŞAP KALINTILAR BULUNDU'
Ekmen, TÜBİTAK'ın ahşap parçalarını incelemek için kesitler aldığını belirterek, şu açıklamada bulundu:
"Zonguldak bölgesinde bir ilk olarak Hititler dönemiyle çağdaş bir kalıntı ilk kez keşfedildi. Çok sayıda bulgumuz var. En önemlilerin başında ahşap kalıntılar geliyor. Çünkü organik kalıntılar bu kadar sene sonrasına Anadolu'da hiç ulaşmamış. Bu kadar iyi korunması şaşırttı. TÜBİTAK bu ahşap parçalarını incelemek için kesitler aldı. Bunun evlerin döşemesi olduğunu anladık bu sayede. Önümüzdeki yıl burayı kazınca, buradaki ahşap geleneğini anlamış olacağız. Çantı dediğimiz yöntem bugün Çaylıoğlu bölgesinde hala kullanılıyor. Bunların üstünde birçok metal eşya, çakmaktaşı eşya bulduk. Bunların hepsi Hititlerin dönemine kaynaklanıyor ve Gaşkalar denilen bir akıncı grubuna dair referanslar var ama kalıntıları bulunamamıştı. İlk kez bu mağarada Gaşkalılara ait kalıntılar bulmuş olduk."
POSBIYIK: EREĞLİ TARİHİ 2 BİN YIL DAHA GERİYE GİTTİ
Ereğli Belediyesi'nin de destek verdiği kazılarda Ereğli tarihinin bilindiğinden 2 bin yıl daha geçmişe gittiğini ve geçmişin aydınlandığını belirten Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, "Kayıtlı tarih bakımından Ereğli'nin tarihi M.Ö. 2500 yılına kadar uzanıyordu. Şimdi 6 bin 500 yıl geriye uzanıyor. Geç Kalkolitik Çağı tarihleyen bu dönemde bölgemizdeki yaşam hakkında elde edilen kalıntı ve bulgular, bugüne kadar 4 bin 500 yıllık tarihini bildiğimiz Ereğli'nin 6 bin 500 yıla uzanan tarihine ışık tutuyor" dedi.


Kaynak:
  •   Etiket
  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI