27-10-2020 09:07:53

Amerika Birleşik Devletleri’nin sarsılmaz demokrasisi

Milyonlarca Amerikan vatandaşı, 3 Kasım’da ve öncesindeki tarihlerde ülkemizin başkanlık seçiminde şahsen, posta veya e-posta yoluyla olmak üzere oy kullanacak. Kullanılan oy sayısının bu hafta itibarıyla 20 milyonu aşmış olması, erken oy kullanma oranlarının görülmemiş seviyelere ulaştığını ortaya koyuyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin sarsılmaz demokrasisi

 

Amerikan demokrasisi 230 yıldır, yani George Washington’un seçildiği 1789 yılından beri, tüm dünya için örnek olmayı sürdürmektedir. İster savaş olsun ister barış, ister bolluk hakim olsun ister yokluk, halk dört yılda bir iradesini gösterir. Siyasi liderler geçicidir; fakat, Amerika Birleşik Devletleri’nin demokratik değerleri ve onları temsil eden kurumları baki kalır.

Üç önemli belge

Amerikan demokrasisinin süregelen gücü, büyük ölçüde kuruluşumuzun en önemli belgeleri olan Bağımsızlık Bildirisi, ABD Anayasası ve Haklar Bildirisi’nden gelir.  Bir arada değerlendirildiğinde, bu üç belge temsili demokrasi sistemimizin temelini oluşturur.  Bireyin haklarını ve devlet kurumlarının yetkilerini tanımlar ve yürütme, yasama ve yargı unsurları arasında kuvvetler ayrılığını tesis ederek rekabet halindeki siyasi menfaatleri dengeler.

ABD Anayasası, Amerikan yönetim sisteminin benzersiz yönlerinden birini, yani federal hükümete belli başlı ve kısıtlı yetkiler tanırken, münferit eyaletlere kapsamlı yetkiler veren federal sistemi de tesis eder.  Anayasa taslağını hazırlayan ve hükümete çok fazla yetki vermekten çekinen Kıtasal Kongre, yetkiyi federal başkent ve münferit eyaletler arasında kasten dağıtmıştır.  Benzer şekilde, eyalet kanunları da şehirler ve bölgelere belli bir ölçüde bağımsızlık ve yetki tanır.

ABD Anayasası, 13 koloniyi birleştirerek bir ulus haline getirmiştir.  Latince “çokluktan, birliğe” anlamına gelen e pluribus unum fikrini yansıtan Anayasa, ulusal boyutta kilit işlevleri yerine getiren, ancak eyaletlere de birtakım yetkiler ayıran bir merkezi hükümet tasarlar. Anayasa, aynı zamanda başkanlarımızı seçen sistem olan Seçici Kurul’u da tesis etmiştir. Bu sistem, her eyalete belli sayıda oy vererek adayların alacağı toplam oy sayısında etki sahibi olmasını sağlar ve böylece küçük nüfuslu eyaletler de ulusal seçimlerde önemini korur. En büyük eyaletler olan California, Teksas ve New York’tan, en düşük nüfuslu eyaletler Alaska, Montana ve Vermont’a kadar her eyalet bir sonraki başkanın seçilmesinde rol oynar. Adem-i merkeziyetçi yönetim sistemimiz, başka ülkelerden takip eden kişilere karmaşık gelebilir. Seçimler ülkenin her bir yanında gerçekleştirilse de, her bir seçimin detayları merkez hükümet yetkilileri değil, yerel yetkililer tarafından belirlenir.  Nitekim, benim doğduğum eyalet olan Missouri’de oy kullanmakla ilgili kuralllar, Michigan, Maine ya da Mississippi’ninkilerden farklıdır. 

Buna seçmen kaydı, erken oy kullanma, uzaktan oy kullanma, postayla veya e-postayla oy kullanmayla ilgili kurallar ve geçtiğimiz günlerde haberlere yansıyan diğer prosedürler de dahildir.  Kuralların bölgeden bölgeye gösterdiği farklılıkları anlamak bazen Amerikan vatandaşları için bile zor olabilir. Fakat, temeldeki “bir kişi, bir oy” önermesi bölgeye bakılmaksızın her yerde geçerlidir.

İlgi belirginleşiyor

Amerikan vatandaşlarının, içinde bulunduğumuz KOVİD döneminde bile, tercih ettikleri başkan adayını ve eyalet ya da federal hükümet düzeyinde seçilecek yetkilileri desteklemeye duydukları ilgi 3 Kasım yaklaşırken daha belirgin bir hal alıyor. Büyükelçilik olarak, oy pusulalarını bizlere emanet eden Amerikan vatandaşlarının sayısında bunu görebiliyoruz; zira, sorumluluklarımızdan biri de yurt dışındaki Amerikan vatandaşlarının pusulalarını kendi şehirlerine göndermelerine yardımcı olmaktır.

ABD’den gelen görüntülerde, vatandaşların, oy vermek için uzun kuyruklar oluşturduklarını görüyoruz. Aynı şeyi, seçim mitinglerinde, seçime katılımı artırma kampanyalarında, adaylar arasındaki müzakerelerde ve sosyal medyadaki aktivizmde görüyoruz. Oy kullanmak, demokratik bir ulusun gücü için temeldir. 3 Kasım’da sandıklar kapandıktan sonra sonuçlar ortaya çıkarken, halkın iradesi bir kez daha ülkemizde ortaya konulacaktır.

  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI